Herkese #Merhaba Umarım keyfiniz yerindedir. (yani mümkünse böyle bir şey...) Bugün yeni bir seriye başlamak ve hayatın içerisinden sadece iş ve kariyer ile ilgili olmayan, hayatın özünü de içeren, kendi gözlemlerim ve özümsemeye çalıştıklarımdan dökülenleri paylaşacağım bir seri olsun istiyorum. "Kısa Kısa..." sersinin ilki başlasın o halde.
EKİP OLMAK ve YÖNETİCİLİK
Öyle kolay değil tabi. Unutmamak gerekir ki; Şirketler aile değildir!
Ama #Ekip aile olabilir. Aile olmak ise bazen birinin daha fazla sorumluluk alması,
Bazen daha fazla kenetlenmeyi, büyüğün fedakarlığını gerektirir.
Ekibinizle aile gibi olmak için onları dinleyin. Onlara değer verin. Gelişimlerine önem verin.
Onlardan öğrenmeye açık olun. Onlarla yemek yiyin, onlarla gülün. Onlara iyi olduklarını da, daha iyi olabileceklerini de hissettirin. İşte o zaman belki “Yönetici” olabilirsiniz.
ORTAK HEDEFE İNANMIŞLIK
Başarı bir kişi ile gelmez. Ekip olmak bu yüzden kritik. Başarının gelmesi için ise “İnanç” çok çok kritik. Tutkuyla inanmak, azimle inanmak gerekiyor. Apoletlerinizden bağımsız her bir üyenin kendi sınırlarını zorlaması gerekiyor. Üzerinde durduğunuz hedef her ne olursa olsun inanç sizi ertesi gün için bindiğiniz toplu taşıma veya arabadan daha hızlı bir şekilde iş yerinize getirebilmeli. Ancak o zaman “İnanmışlık” oluşmuş demektir.
PLANA GÜVENMEK ve SABIR
Öncelikle planlar her zaman değişir. Planlar yaşarlar. Ancak bu değişiklikler projenin özündeki hedefi değiştirmezler. Bu öze sadık kalacak şekilde plana güvenin. Yeteri ölçüde sabretmediğimiz hiçbir projenin başarılı olma şansı yok. Bunu olmayacak şeyleri zorlamak olarak değil, vizyoner bir bakış açısı ile zamanın da sizler için çalıştığını düşünerek yapmanız gerekir.
HATA, YANLIŞ ve …..
“Kusursuz değiliz!”
Öncelikle bunu kabullenmemiz gerekiyor. Doğada kusursuz hiçbir şey yoktur. Öyle görünse dahi değişim esas olduğuna göre çok daha iyisi var demektir. Öyleyse bizler hatalar yapabiliriz. Hatalar karşısındaki tavrımızın ne olduğu çok kıymetlidir. Hatalar öğretir. Hatalar sizi daha iyi bir versiyonunuza götürür. Ancak ve ancak mütemadiyen tekrarlayan hatalar “Yanlış” olarak değerlendirilebilir. Ve evet bizler yanlışlar da yapabiliriz. Sonuçlarını yaşarız. Peki yanlışların tekrarlanması mı? İşin o kısmı ne yazık ki daha köklü bir değişim gerektirir.
BAŞARI NEDİR?
Koşuyoruz, koşturuyoruz. Büyük büyük işler yaptığımızı düşünerek, bu koskoca evrende zamanın akışı içinde bir zerre olduğumuzu unutarak koşturuyoruz. Başarmak için. Peki gerçekte “Başarı” nedir?
Bana kalırsa her birimize verilen “yaşamak” fırsatını, ne denli mutlu, ne denli güzel anılarla, ne denli dengeli kullandığımızdır. Başarıyı çok para kazanmak, birbirinden üstün ünvanlar sahibi olmak veya sözde ifadesiyle “güç” sahibi olmak ile yorumlayanlar var, biliyoruz. Peki! Sonra..?
"Kısa kısa..." serisine hayatın her alanından devam etmeye çalışacağım. Bunlar her ne kadar aslında bildiğimiz şeyler olsa da, bazen bildiğimiz şeyleri kendimize tekrar tekrar hatırlatmamız gerekebiliyor bence. Görüşmek üzere...
Comments